Aydın’da yaşayan emekli sosyal bilgiler öğretmeni Melahat Demirkol Tura, çocukluğundan bu yana annesi Hatice Demirkol’dan, dedesinin Antalya’nın Akseki ilçesinden Aydın’a göç serüveni ile ilgili hikayeleri dinledi. Tura emekli olduktan sonra kitap hayalini gerçekleştirmek için bu hikayeleri el yazısıyla yazmaya başladı ancak ilk denemeleri, istediği gibi olmadı.
PANDEMİ ARAYA GİRİNCE BASILAMADI
Tekrar yazmaya başlayan Tura’nın el yazısıyla 6 yılda bitirdiği ve ailesinin göçünü anlattığı ‘Hafız Ali’ adlı ilk kitabı, pandemi nedeniyle basılamadı. Bu sırada boş durmayan Tura, Kurtuluş Savaşı öncesini anlatan yeni bir kitap yazdı. 10 yıl süren iki kitabın yazım süresinin ardından Tura, bu yıl ilk kitabını bastırmak istediğini söyledi. Eşi Hüseyin Tura ve kızı Özgün Karadağ’ın yardımlarıyla yazıları, bilgisayar ortamına geçirildi. Yayınevinin kitabı basacaklarını söylemesi ile Tura, heyecanını ailesiyle paylaştı.
MUTLULUĞUNU YAKINLARI İLE PAYLAŞTI
Tanıtımda giyeceği kıyafetini dahi hazırlayan Tura, kitabın eline ulaşacağı günü beklemeye başladı. 11 Temmuz’da basımı tamamlanan ve satışa çıkan kitap, 19 Temmuz’da Tura’nın eline ulaştı. Büyük heyecanla ilk olarak hediye edeceği kitapları imzalayan Tura, en büyük hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yakınlarıyla paylaştı. Ancak Tura, 21 Temmuz’ta kalp krizi geçirip hayatını kaybetti. Tura’nın ölümüyle büyük şok yaşayan ailesi, kitabını kendileri için imzalamaya fırsat bulamayan Tura’nın hayalini gerçekleştirmeye devam edebilmek için çalışmalara başladı. Aile, Tura’nın yine el yazısıyla yazdığı 2’nci kitabı, ilk ölüm yıl dönümünde bastırmayı planlıyor.
10 YIL NOTLAR ALDI, ELİYLE YAZDI
Kitabın basılması için eşinin çok istekli olduğunu belirten Hüseyin Tura, “Eşimin kitap macerası, dedesiyle ilgili hikayelerini dinleyerek başladı. Farklı okullarda çok uzun yıllar öğretmenlik yaptı. Ancak çocukluğundan bu yana sanatın farklı alanlarına ilgi duyuyordu. Bu hikayelerden çok etkilenmesinden dolayı emekli olunca bu kitabın üzerine yoğunlaştı. 10 yıl boyunca notlar aldı, eliyle yazdı. Aslında kitap daha önce bitti ancak pandemi nedeniyle bastıramadık. Bu yıl kitabın basılması için çok heveslendi” dedi.
‘TANITIMDA GİYECEĞİ KIYAFETİ BİLE HAZIRDI’
Eşinin kitap için çok emek verdiğini söyleyen Hüseyin Tura, “Çalışmaların ardından kitap basıldı. Eşim bu dönemde çok fazla heyecanlandı. Kitabının tanıtımında giyeceği kıyafeti bile hazırdı. Ancak o kıyafeti bugün kızım giydi. Kitap kargoyla eline ulaştıktan 2 gün sonra da kalp krizi sonucunda öldü” diye konuştu.
‘3’ÜNCÜ KİTABI YARIM KALDI NE YAZIK Kİ’
Kitabı okuyanların çok seveceğini söyleyen Özgün Karadağ ise “Annem gibi ben de öğretmenim. Annemin en büyük hayali olan kitabını duyurmaya çalışıyoruz. Kitap aslında annemin dedesinin hem Akseki’de hem Nazilli’de yaşadıklarını anlatıyor. Bu bir seri şeklinde yayınlanacak kitaptı. 2’nci kitapta da Kurtuluş Savaşı öncesi anlatılıyor. 3’üncü bir kitabı daha var, ancak yarım kaldı ne yazık ki. Onu daha sonra derleyip, yayınlatmak istiyorum. 2’nci kitabı seneye annemin ölüm yıl dönümünde yayınlamak istiyoruz” dedi.
‘TEK TESELLİMİZ, ANNEMİN HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİREBİLMESİ’
Annesinin aynı zamanda öğrencisi olduğunu söyleyen Karadağ, hikayenin önce anneannesinin tuttuğu notlar ile başladığını belirtti. Daha sonra annesi Melahat Demirkol Tura’nın anneannesinden hikayeler dinlediğini belirten Karadağ, “İlk başta yazmaya başladı, istediği gibi olmadı. Hepsini eliyle kağıtlara yazdı. El yazısıyla yazdıklarını derleyip, kitap haline getirdi. İlk kitabı yazması, 5-6 yılını aldı. Pandemi nedeniyle basılamayınca 2’nci kitabını da eliyle yazdı. Tek tesellimiz, annemin hayalini gerçekleştirebilmesi oldu. Kitap eline geçtikten 2 gün sonra vefat etti. Daha benim kitabımı bile imzalayamadı. Onu mutlu edebilmek için uğraşıyoruz. Bu kitabın sadece yayınlanması değil, dünyada kalıcı olmasını çok istiyordu” diye konuştu.